Velayet Davası Nedir?
Velayet davası, çocuğun on sekiz yaşını doldurmamış ve velayeti diğer ebeveyne verilmiş kişilerin açacağı davadır. Çocuğunun velayetini talep eden kişi, velayetin değiştirilmesini, kendisine verilmesini talep edecektir. Taraflar arasında boşanma davası bulunuyor ve tarafların müşterek çocuklar var ise ayrıca velayet davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Velayet, boşanma davası devam ederken hakimin doğrudan gözeteceği bir konudur. Çocuğun menfaati ve yararı bakımından velayetin anneye mi babaya mı verilmesi gerektiğini araştırarak karar verecektir. Boşanma davası devam ederken geçici olarak anneye ya da babaya velayet hakkını verecektir.
Boşanma sonucunda verilen velayet hakkı kötüye kullanılmış, hak yerine getirilmemiş olması halinde velayet davası açılacaktır. Velayet davası açmaya yetkili olan kişi yalnızca çocuğun annesi ya da babasıdır. Velayet hakkı yalnızca anne ve babanındır. Ayrıca velayet hakkı, evlat edinenin yine on sekiz yaşını doldurmamış olan evlat edinilenin üzerinde de hakkı bulunmaktadır.
Velayet Davası Nasıl Açılır ve Ne Kadar Sürer?
Her hukuk davasında olduğu gibi, haklı nedenlerin ve gerekli koşulların varlığı halinde, velayet davası açmak isteyen kişi, bir dilekçe ile bu talebini yetkili makama iletmek zorundadır. Velayet davası dilekçesi ismi verilen bu dilekçede, davayı açmak isteyen kişinin adı soyadı, adresi ve varsa avukatının adı soyadı ve adresi, davayı açmak istediği karşı tarafın adı soyadı ve adresi, velayet davasını açmak istemesinin nedeni ve dayandığı hukuki olaylar, deliller yer almalıdır. Velayet davasını açmak istemesi ile birlikte talep ettiği dava sonucu ayrıntıları ile bulunmalıdır.
Velayet davaları, boşanma davalarının kesinleşmesinden sonra bir yıl geçmesi halinde açılır. Velayetin değişmesini zorunlu hale getirecek durumlar ve çocuğun menfaatinin olması durumunda açılan bir davadır. Velayet davası, çocuğun bulunduğu aile mahkemesine velayeti elinde olmayan anne ya da baba tarafından açılabilir. Velayet davalarının daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilmesi için belirlenmiş olan süre, 90 gün olarak hesaplanmıştır. Velayet davasının sonuçlanması 90 gün olarak belirlenmiş olsa da bu süre mahkemenin yoğunluğuna ve işleyişine göre değişiklik gösterebilir.
Velayetin Kapsamı Nedir?
Çocuğun velayet hakkı ile anne ve babanın çocuk menfaati adına olan eğitim, sağlık, beslenme gibi her türlü kararların alınmasıdır. Anne ve baba çocuğun korunması için önlemler almalıdır. Velayet ile çocuk adına menfaat gözetilerek anne ve babanın karar vermesidir. Anne ve baba, çocuğun üçüncü kişilere karşı yasal temsilcisidir.
Üvey çocuk üzerinde üvey anne ya da babanın velayet hakkı bulunmamaktadır. Yalnızca öz anne ve babanın velayet hakkı bulunmaktadır. Ancak yine de üvey anne ya da babanın üvey çocuklarına karşılık özen, ilgi göstermelidir.
Velayet Hakkı Kime Verilir?
Velayet hakkı yalnızca anne ve babaya aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. Maddesinin ilk fıkrasında da belirtildiği üzere;
“Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.”
Akrabalık derecesi ne kadar yakın olursa olsun velayet hakkı verilmez, ancak vesayet hakkı verilebilir. Boşanma davası sona erene kadar çocuğun velayet hakkı anne ve babanındır. Bu hak başkasına devredilemeyeceği gibi anne veya babanın bu haktan feragat etmesi de mümkün değildir. Ancak anne veya babadan yasal sebeplere dayanılarak velayet hakkı ellerinden alınabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 335. Maddesinin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere;
“Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.”
Bu sebepler dışında velayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, devredilemez ve feragat edilemez. Anneanne, dede, babaanne gibi yakın akrabaların velayet hakkı bulunmamaktadır.
Velayetin Kimde Kalacağı Neye Göre Belirlenir?
Boşanma davalarının çoğunda çiftler velayet konusunda uzlaşma sağlayamamaktadırlar. Hakim velayet hakkının kimde kalacağını belirlerken çocuğun menfaati ve çıkarı gözetilerek karar vermektedir.
Eğer çocuk 0-4 yaş aralığında ise anne bakımına muhtaç olan bir çocuk demektir. Hakim genellikle bu yaş aralığındaki çocukların velayet hakkını anneye vermektedir. Annenin maddi durumuna ya da yaşam tarzına bakılmaksızın velayet kararı verilir, çünkü bu yaş aralığındaki çocuklar anne bakımına muhtaçtır.
Eğer çocuk 6-12 yaş aralığında, okul çağında ise hakim ona göre bir değerlendirmede bulunacaktır. Okul çağında olan çocuğun hangi okula gittiği, gittiği okulun hangi ebeveynin oturduğu yere yakın olduğu, hangi ebeveynin çocuklarının dersine yardımcı olduğu ve onunla ilgilendiği gibi tüm hususlar değerlendirmeye alınacaktır. Sonuç olarak okul çağındaki çocuk adına verilecek olan velayet kararında çocuğun yararı ve geleceği gözetilecektir.
Çocuğun çıkarı hangi tarafta korunacaksa velayet hakkı o tarafa verilir.
Çocuk duygusal anlamda hangi tarafa daha bağlı ise velayet hakkı o ebeveyne verilir.
Ortak Velayet Nedir?
Ortak velayet, Türkiye’de uygulamada yer almayıp mahkemelerde yeni yeni uygulamaya geçmiş olan bir düzenlemedir. Ortak velayet ile eşler, evliliğin sona ermesi ile çocukları ile ilişki ve medeni haklarından eşit şekilde yararlandığı bir düzenlemedir. Aslında ortak velayet, çiftlerin evlilik içerisinde çocuklar adına kullanmış olduğu hak ve ödevlerin tümüdür.
Türkiye’de uzun zamandır yer almayan bu uygulama, başka ülkelere ait kanunlarda uzun zamandır yer almakta ve uygulanmaktadır. Ancak kanun olarak yürürlüğe giren bir düzenleme olmayıp Türkiye’nin taraf olduğu bir uluslararası anlaşmanın onaylanması ile yorum yoluyla uygulanmaktadır. Çocuğun velayetinin yalnızca anneye verilmesi halinde baba açısından bazı problemler ile karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle çocuğa ilişkin ortak velayete hükmedilmesinin çocuk ve ebeveynler açısından yararı daha fazla olabilmektedir.
Ortak velayete hükmedilebilmesi için belli başlı şartlar bulunmaktadır:
- Öncelikle çocuğun menfaati, yararı olmalıdır.
- Anne ve babanın ortak velayete ilişkin ortak iradede bulunmaları gerekmektedir.
- Anne ve babanın ortak velayete ilişkin ortak iradesini mahkemeye yazılı olarak sunması gerekmektedir.
- Anne ve babanın ortak velayet hususundaki ortak iradede olduklarına dair hakimin kanaat getirdiği ve bu konuda tarafların ileride sorun yaratmayacağına dair öngörüsü olmalıdır.
Hakimin ortak velayet kararına ilişkin takdir yetkisi tanınmaktadır. Ortak velayete ilişkin çocuk yararını gözeterek takdir yetkisinde bulunmaktadır.
Mahkeme tarafından verilen velayet kararı, her daim kesin hüküm oluşturulmayacaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle hakimin ortak velayete ilişkin kurmuş olduğu hüküm, kesin bir hüküm değildir. Şartların değişmesi halinde yeniden velayete ilişkin bir dava açılarak velayet konusunda yeni bir karar verilmesi talep edilebilecektir.
Ortak velayete ilişkin düzenlemede, nafaka hususu da çok sık sorulan sorular arasındadır. Nafaka konusunda da hakim tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonrasında bir karara varacaktır.
Velayette Kardeşler Ayrı Ayrı Verilebilir Mi?
Hakim velayet konusunda çocukların menfaatini gözeterek karar vermektedir. Bu nedenle boşanan çiftlerin birden fazla müşterek çocukların menfaati gereği birbirinden ayrılmamalıdır.
Çocukların birbirinden ayrı yetişmesi elbette ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir unsurdur. Yargıtayın aynı görüşte olduğu kararı da mevcuttur.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Velayet
Anlaşmalı boşanma, tarafların boşanma ve boşanmaya bağlı olan diğer unsurların anlaştığı bir boşanma türüdür. Bu nedenle taraflar, boşanma, nafaka, tazminat, velayet hususlarında uzlaşıp bu uzlaşma beyanını protokole dökerek anlaşmalı boşanma yolunu tercih edebilirler. Taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmadan ve tüm hususlarda anlaşmadan anlaşmalı boşanma davası gerçekleşemeyecektir.
Anlaşmalı boşanma davasında, müşterek çocuğun olması halinde, müşterek çocuğun velayetinin kimde kalacağı da belirlenmelidir. Müşterek çocuğun velayetinin kimde kaldığı belirlendiği takdirde, velayeti almayacak olan ebeveyn ile arasında kurulacak kişisel ilişki günleri de takdir edilmelidir. Ancak kişisel ilişki günlerinin belirlenmesi protokolde olma zorunluluğu bulunmamaktadır, kişisel ilişki günlerinin belirlenmesinin takdiri mahkemeye bırakılabilir. Hakim, çocuğun menfaati ve üstün yararını gözeterek kişisel ilişki günlerinin belirlenmesine dair bir karar verecektir.
Boşanırken Velayet Konusunda Anlaşılmadığı Takdirde Velayet Kime Verilir?
Anlaşmalı boşanma davasında, velayet konusu merak edilen konular arasındadır. Anlaşmalı boşanan çiftler mal paylaşımı, nafaka miktarı gibi konularda nasıl ortak bir karara varması gerekiyorsa velayet konusunda da ortak bir karara varmalıdır. Aksi takdirde anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür.
Çekişmeli boşanma davasında ise; taraflar velayette anlaşamadıkları takdirde çocuğun korunmasına ilişkin hükümlere göre velayet anne veya babaya verilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 336. Maddesinin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere;
“Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.”
Velayet Hakkı Nasıl Sona Ermektedir?
Velayet hakkının sona erdiği durumlar aşağıdaki gibidir;
-Çocuk reşit olduğu takdirde velayet hakkı kendiliğinden sona ermektedir.
-Velayet hakkına sahip anne veya babadan birinin ölmesi halinde velayet yine kendiliğinden sona erecektir. Velayet hakkı, sağ kalan diğer ebeveynin olacaktır.
-Türk Medeni Kanunu’nun 336. Maddesinin son fıkrasında belirtmiş olduğu üzere;“Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.”
Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Değiştirilebilir Mi?
Boşanmanın hukuki sonuçlarından olan velayet konusunda da anlaşmaya varıp ortak bir karar verilmektedir. Fakat ilerleyen zamanlarda değişen durumlar olabilmekte ya da çocuğun menfaati gereği velayetin el değiştirilmesi gerekebilir. Velayet kararı kesin verilmiş bir hüküm değildir, değiştirilebilir.
Velayetin değiştirilmesi için açılacak olan velayet davası herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. Ancak velayet hakkının değiştirilmesi çocuk için daha yararlı olacağının kanıtlanması gerektiği unutulmamalıdır.
Çocuğun Velayetini Alan Kişi Yeniden Evlenirse Velayetin Durumu
Boşanan eşlerden velayet hakkını alan taraf yeniden başkasıyla evlenirse velayetin değiştirilmesi tek başına sebep teşkil etmez. Velayetin değiştirilmesi için velayet hakkını alan kişinin çocuğu ihmal etmesi ve gerekli yükümlülükleri yerine getirmediği durumlarda velayetin değiştirilmesi adına hak doğmaktadır. Kısacası tekrar evlenme velayetin değiştirilmesi neden teşkil etmez; ancak üvey anne ya da babanın çocuğa karşı kötü tutumu ya da çocuğun birlikte yaşamamak istemesi gibi somut nedenlere dayandırılmalıdır.
Anne Velayeti Babaya Verebilir Mi ?
Anne müşterek çocuğun velayetini babaya vermek ister ve baba da bu durumu kabul eder ise velayet babaya verilecektir. Ancak baba da çocuğun velayetini istemiyor ise hem anne hem de baba çocuğun velayetini istemediğinden çocuk sosyal hizmetlere gönderilecektir. Zira küçük yaştaki annelerin çocukların velayetini alması mümkün değildir. Sekiz yaş üzerindeki ortak çocukların görüşü velayet konusunda belirleyicidir. Çocuk Aile Mahkemesi tarafından babada kalacağı görüşüne sahip olursa velayet babaya verilir. Şayet bazı istisnai durumlar söz konusu olmuş olabilir. Örneğin anne vefat etmiş ise velayet babaya verilir. Velayeti alan tarafın kısıtlılığı, tutukluluğu, cezaevine girmesi gibi olağanüstü durumlar söz konusu olmuş ise çocuğun velayeti babaya verilir. Annenin sağlık durumu kötü ise velayet babaya verilir.
Anne çocuğa bakmaktan aciz ise velayet babaya verilir. Her şeyden önce en önemli nokta çocuğa nasıl daha iyi bir gelecek sunulacağıdır. Anlaşmalı boşanma protokolüne velayet babaya verilecektir şeklinde bir hüküm konulmuşsa velayet babaya verilir. Anne akıl hastası ise, idrak gücü yok ise velayet babaya verilir. Velayeti alan taraf çocuğun velayetini kötüye kullanmışsa, çocuğun bakımını, sağlığını ihmal etmişse kendisinden velayetin alınması mümkündür. Velayeti alan taraf, çocuğun velayetini almayan diğer tarafla çocuğun görüşmesine engel olmuş ise engel olan taraftan velayetin alınması mümkündür. Her ne kadar velayet bir tarafa verilmiş olsa da çocuk diğer tarafla da vakit geçirmeli, anne ya da babadan birinden mahrum kalmamalıdır.
Zira velayeti almış olan kişi, diğer tarafla çocuğun görüşmesine engel olur ise velayet hakkını kötüye kullanmış olur. Velayet hakkını kötüye kullanan taraftan ise velayet alınır. Ebeveynler çocukların psikolojik ve kişisel gelişimini göz ardı etmemelidir. Velayeti alan kişi velayet hakkını kötüye kullanır ise velayetin değiştirilmesi talebiyle dava açılabilecektir. Unutulmamalıdır ki Mahkeme her daim çocuğun menfaatini korumaktadır.