İcra Nedir?
İcra kavramının en geniş tanımı şöyledir: " Borçlunun alacaklıya ödemekle veya alacaklı için yerine getirmekle, yapmakla yükümlü bulunduğu bir şeyi ödememesi, yapmaması durumunda, alacaklının başvurduğu adli kuruluş ve kuruluşun yaptığı görevdir. Devletin icra iş ve işlemlerini yerine getirmek üzere mahkemelerin bulunduğu adliyelerde yeter sayıda icra daireleri ve ilgili icra müdürlükleri bulunur. Alacaklı olan gerçek kişi ya da tüzel kişinin borçlusundan alacağını alamaması durumunda başvurabileceği yol "icra "yoludur. İcra, icra takibi yapan alacaklının borçlu olan kişi veya kurumdan alacağını almak için başlattığı hukuki işlemin adıdır.
İcra Takibi Nasıl Yapılır?
Kişi ya da kurumların alacaklarının tahsilini devletin cebri icra gücü ile yani icra yoluyla tahsili için başvurdukları yola "icra yolu" denir. Bu sebeple de alacaklı kişi icra takibini başlatmak üzere ilgili yani yetkili ve görevli icra müdürlüğüne başvurur.İcra takibi oldukça teknik bir konu olup bu süreçte bir hukuki yardım almak gerekebilir. İcra hukuku denilen bu alanda çok çetrefilli süreçler ve uygulamalar bulunmaktadır. Fakat icrayı genel olarak iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar ilamlı icra ve ilamsız icra olmak üzere iki çeşittir:
Bir mahkeme kararının yerine getirilmesi için başvurulan cebri icra yoluna ilamlı icra denir. Para ve teminat alacakları dışındaki diğer tüm alacaklar için ilamlı icra zorunludur. Para ve teminat alacakları için ilamsız icra takibi yapılabileceği gibi önce dava açarak lehe alınan ilam ile ilamlı icra takibi de yapılabilir. İdari yargının görev alanına giren konularda yalnızca ilamlı icra takibi yapılabilir.
İlamlı icra takibi yapılabilmesinin koşulları:
Görev ve Yetki
İlamlı İcra Takibinin Başlaması ve İcranın Durdurulması
İlamlı icra takibi alacaklının elinde bulunan ilam ya da ilam niteliğindeki belgeyi icra dairesine vererek takip talebinde bulunması ile başlar.
Takip, talebinde genel haciz yolundaki takip talebinde bulunan unsurlar ve ilamın veya ilam niteliğindeki belgenin tarihi, numarası ve özeti yer alır.
Lehine ilam olan kimse, bu kimse ölmüş ya da alacağını devretmişse mirasçıları ve alacağı devralan kimse ilamlı icraya başvurma hakkına sahiptir. İlam aleyhine olan kimse takibin borçlusudur; bu kimse ölmüşse mirasçıları borçlu olur.
Kural olarak ilamlı icra takibi, son işlemin üzerinden on yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrar. İlam zamanaşımına uğramışsa borçlu icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Zaman aşımına uğramayan ilamlar:
İcra müdürü, ilam ya da ilam niteliğindeki belgenin olup olmadığını re’sen inceler. İlam ya da ilam niteliğinde bir belgeye dayanmadan gönderilen icra emrine karşı borçlu süresiz şikayet hakkını kullanabilir.
İlamlı icra talebini alan icra dairesi bir icra emri düzenler ve bunu borçluya gönderir. İcra emri, ilamsız icra takibindeki ödeme emrine benzer ancak borçlu icra emrine itiraz edemez. Borçlu yalnızca bazı sebeplere dayanarak icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını talep edebilir.
İcra emrinde; alacaklı ve borçlunun ve varsa temsilcilerinin adları ve soyadları ile şöhret ve yerleşim yerleri, hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunun şeyin neden ibaret olduğu, ilamın tarih ve numarası ve icra mahkemesinden veya istinaf veya temyiz yargılamanın yenilenmesi yoluyla ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmedikçe cebri icraya devam edileceği yazar.
İcra emri ile borçluya, ilamda yazılı olan borcu icra emrinde belirtilen süre içinde ödemesi veya teslim etmesi gerektiği; aksi takdirde ilam hükmünün icra müdürü tarafından zorla yerine getirileceği ihtar edilir. Para ve teminat alacaklarında borcun yedi gün içinde ödenmesi ya da teminat verilmesi, teminat verilmezse ve icranın geri bırakılması kararı getirilmezse borçlunun bu süre içinde mal beyanında bulunması gerektiği aksi halde hapisle tazyik edileceği ihtarı yer almaktadır.
Bir mahkeme hükmüne karşı kanun yoluna başvurulması kural olarak o hükmün icrasını durdurmaz. Kural olarak ilamlı icra yoluna başvurulabilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekmez. İlamlı icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi gereken ilamlar:
Yabancı mahkeme ilamlarının, tenfizi hakkındaki karar için kanun yollarına gidilirse icra takibini durur.
İlamın icraya konulabilmesi için kesinleşmiş olması şart değildir ve kanun yollarına gidilmesi ile ilamın icrası kendiliğinden durmaz. Kanun yoluna başvuran borçlunun, ilamın icrasını durdurabilmek için üst mahkemeden icranın durdurulması kararı alması gerekmektedir.
İcranın durdurulmasının koşulları:
İcranın durdurulması kararı almak isteyen borçlunun izlemesi gereken yol şu şekildedir:
İcranın Geri Bırakılması
İcranın geri bırakılması üst mahkemeden icranın durdurulması kararı alınmasından farklıdır. İcranın durdurulması kanun yoluna başvurulmasına dayanırken; icranın geri bırakılması borcun itfa edilmesi veya ertelenmesi veya zamanaşımına uğramasına dayanmaktadır.
Kendisine icra emri tebliğ edilmiş olan borçlu, borcun itfa edildiğini veya ertelendiğini veya ilamın zamanaşımına uğradığını iddia ediyorsa icra dairesine bir dilekçe ile başvurarak icranın geri bırakılması talebinde bulunabilir.
Cebri icra yollarından ilamsız icra üçe ayrılmaktadır. Bunlar:
Genel haciz yolu para ve teminat alacakları içindir. Eğer para alacağı bir kambiyo senedine dayanıyorsa kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna başvurmak gerekir. Genel haciz yolu için alacağın bir senede bağlanmış olmasına gerek yoktur.
Para alacağı rehinle temin edilmiş ise önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmak zorundadır.
Genel haciz yolu, rehinle temin edilmemiş ve kambiyo senedine dayanmayan bütün para ve teminat alacakları için başvurulan cebri icra yoludur. Uygulamada en çok başvurulan genel haciz yolu ile takiptir. Buna paralel olarak İcra ve İflas Kanunu da genel haciz yolunu en geniş şekilde düzenlemiştir. Diğer bütün icra ve iflas yollarında genel haciz yoluna atıf yapılmıştır. Genel haciz yolunun iflastaki karşılığı genel iflas yoludur.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu genel haciz yoluna benzemektedir ancak bu yola başvurabilmek için alacağın bono, poliçe ya da çeke dayanıyor olması gerekmektedir. Bu yola başvurabilmek için alacağın bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olmasına gerek yoktur. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolunun iflastaki karşılığı kambiyo senetlerine özgü iflas yoludur.
İlamsız icra para alacaklarının daha hızlı tahsili için düzenlenmiştir. Bunun istisnası ise kiralanan taşınmazların ilamsız tahliyesi yoludur.
İlamsız İcrada Görev ve Yetki
A.Görev
Asıl icra organları icra dairesi, icra mahkemesi, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’dır.
İcra işlerinde birinci derece görevli merci icra daireleridir. İcra daireleri arasında görev ayrımı olmadığı için görev uyuşmazlığı çıkmaz. Bir yerde birden fazla icra dairesi varsa onlar arasındaki ilişki görev ilişkisi değil iş bölümü ilişkisidir.
İcra mahkemesi sınırlı yetkili özel bir mahkemedir. Asıl görevi icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayet ve itirazları incelemektir. Her icra mahkemesi hakimi, kendisine adli yargı adalet komisyonu başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas dairelerinin işlemlerine yönelik şikayetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idari işlerine bakar.
B.Yetki
İlamsız icrada yetki, bir icra takibine hangi yerdeki icra dairesinin bakacağı ile ilgilidir. İcra ve İflas Kanunu’nda yetki bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atıf yapılmıştır. Para alacağı için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre geçerli olan genel ve özel yetki kuralları genel haciz yoluyla takipte icra daireleri için de geçerlidir.
İlamsız icrada genel yetkili icra dairesi, takibin başladığı tarihte borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir.
Sözleşmeden doğan para alacakları için sözleşmenin ifa yerindeki icra dairesi de yetkilidir. Sözleşmenin ifa yeri tarafların açık veya örtülü rızalarına göre belirlenir. İfa yeri sözleşmede kararlaştırılmamışsa Türk Borçlar Kanunu’ndaki yedek kural uygulanır. Buna göre para alacakları götürülecek borçlardandır bu nedenle alacaklı para alacağı için kendi yerleşim yeri icra dairesinde de icra takibi yapılabilir. Ancak bu kuralın uygulanabilmesi için borçlunun alacalı ile arasındaki hukuksal ilişkiyi kabul etmesi gerekir. Ayrıca hukuken geçerliliği olmayan sözleşmelerde ifa yerinde takip yapılmaz.
Sözleşmenin kurulduğu yer icra dairesi de ilamsız takipte yetkilidir.
Kambiyo senetleri bakımından alacaklının kendi yerleşim yerinde takip yapabilmesi kuralı geçerli değildir. Kambiyo senetlerindeki borç aranacak borçlardandır bu nedenle ancak borçlunun yerleşim yerinde takip başlatılabilir.
Yetki Sözleşmesi
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmadığı için taraflar yetki sözleşmesi yaparak yetkisiz bir icra dairesini yetkili kılabilirler.Yetki sözleşmesinin geçerlilik koşulları:
Yetki sözleşmesi ile birden fazla icra dairesi yetkili kılınabilir. Aksi kararlaştırılmadıkça sadece sözleşme ile belirlenen icra dairelerinde takip başlatılabilir.Taraflar aksine karar vermedikçe Türk hukukunda yetki sözleşmeleri münhasır yetki sözleşmesidir. Eğer taraflar yetkili kıldıkları icra dairelerinin yanında kanunda belirtilen genel ve özel yetkili icra dairelerinin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa bu hususu sözleşmede belirtmeleri gereklidir.
İcra dairesinin yetkisinin kamu düzenine ilişkin olduğu haller:
Yetki İtirazı
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. Bu nedenle yetkisiz icra dairesinde başlatılan takip sonucu ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlu yetki itirazında bulunmazsa yetkisiz icra dairesi yetki kazanır. Yetki itirazının ödeme emrine itiraz süresi olan yedi gün içerisinde yapılması gerekir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılmalıdır. Borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini bildirmesi gerekir. Borçlu sadece yetki itirazında da bulunabilir. Hem yetkiye hem de esasa itiraz eden borçlunun bunu açıkça bildirmesi gereklidir.
Süresi içinde yapılan yetki itirazı takibi kendiliğinden durdurur. Yetki itirazı ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine yapılır. Bunun üzerine alacaklı iki şekilde davranabilir:
İcra mahkemesi yetki itirazını haklı bulursa itirazın kaldırılması isteminin reddi, ödeme emrinin iptali ve takip dosyasının istem üzerine yetkili icra dairesine gönderilmesi kararı verir. Bunun üzerine alacaklının kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde yetkisiz icra dairesine başvurarak gerekli giderleri ödeyip takip dosyasının yetkili icra dairesini gönderilmesini talep etmesi gerekir. Yetkili icra dairesindeki takip yetkisiz icra dairesindeki takibin devamı sayıldığı için alacaklıdan yeniden harç alınmaz; zamanaşımı yetkisiz icra dairesine yapılan takip ile kesilmiş olur. Alacaklı kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde yetkili icra dairesinde takibin devam etmesini istemezse takip yapılmamış sayılır. Daha sonra yeniden takip yapmak isterse tekrar harç ödemek zorundadır. Yetkisiz icra dairesine yapılan takip talebiyle duran zamanaşımı iki haftalık sürenin geçmesi ile geçersiz olur.
İcra mahkemesine sadece yetki itirazı yapılmışsa ve mahkeme bu itirazı haksız görürse yetki itirazının kaldırılmasına karar verir. Bu karar ile birlikte icra takibi kesinleşir ve alacaklı haciz isteyebilir.
Borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmişse icra mahkemesi, yetki itirazını haksız bulursa yetki itirazının reddine karar verir ve esası incelemeye geçer.
İcra mahkemesini yetkisi yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesinin yetkisine bağlıdır. İcra suçlarıyla ilgili davalarda icra takibinin yapıldığı yer icra mahkemesi yetkilidir.
Genel mahkemelerin yetkisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirlenir. Ancak İcra ve İflas Kanunu bazı hallerde genel mahkemeler için özel yetki kuralları öngörmüştür. Bu nedenle genel mahkemelerin bahsi geçen işlemlerine özel yetki kuralları uygulanır.
İTİRAZIN SONUÇLARI
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI (m. 67)
Elinde 68-68/a maddeleri anlamında belge olmayan alacaklı, borçlunun itirazını hükümden düşürmek istiyorsa, ancak itirazın iptali davası açabilir. Elinde 68-68/a maddelerinde belirtilen belgelerden olan alacaklı bir seçim hakkına sahiptir. İtirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Davada yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre tespit edilir (görev bakımından HMK m. 2, yetki bakımından HMK m. 6 vd.). Bu dava, genel hükümlere göre harca tâbidir (HarçK. m.29). İtirazın iptali davasında, yargılama usulü bakımından genel hükümler uygulanır. Alacaklı, ispat ve deliller bakımından 68. maddedeki belgelerle sınırlı değildir.
İTİRAZIN KALDIRILMASI (m. 68-70)
İTİRAZIN KESİN KALDIRILMASI
İtirazın Kesin Kaldırılmasını Sağlayan Belgeler
İTİRAZIN GEÇİCİ KALDIRILMASI (m. 68/a-69)
➢ İtiraz edilen senedin bir adi senet olması
➢ Kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi
➢ Borçlunun bu senetteki imzayı inkâr etmiş olması gerekir. Alacaklı burada da borçlunun tazminata mahkum edilmesini istiyorsa talebinde bunu da belirtmelidir (m. 68/a, VIII). İtirazın geçici kaldırılması, icra mahkemesinde basit yargılama usulüne göre ve duruşmalı olarak incelenir (m. 18/I, m. 70). Borçlu duruşmada hazır bulunmak zorundadır. Mazereti olmaksızın duruşmaya katılmazsa (ihtar edilmiş olması şartıyla), icra mahkemesi başka bir inceleme yapmadan sadece bu gerekçeyle itirazın geçici kaldırılmasına ve borçlunun imzasını inkâr ettiği senetteki miktarın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verir (m. 68/a, II, V).
➢ İmzanın borçluya ait olmadığı anlaşılırsa itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, alacaklı takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmayan tazminata mahkum edilir (m. 68/a,VIII).
➢ İmzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa, itirazın geçici kaldırılması kararı verilir. Ayrıca borçlu takip konusu alacağın %10’u oranında para cezası ve alacaklının talebi halinde %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.
İtirazın Geçici Kaldırılmasının Sonuçları